21 Temmuz 2014 Pazartesi

AŞIRI TERLEMEYE SON !

Aşırı terlemeden nasıl kurtuluruz?
Aşırı terleme sık görülen ve özellikle el ayaları, koltukaltları ve ayak tabanlarını etkileyen bir sorundur. Bu durum eğer şiddetli ise kişinin gündelik yaşamını etkileyecek hatta sosyal izolasyona neden olacak boyutlara ulaşabilir.

Aşırı terleme nedir?

Normal terleme sıcak havalarda, ateşli hastalıklar sırasında ve egzersiz yaparken fazla ısının vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar. Aşırı terleme kabaca “hava sıcaklığından, endişe ve fizik aktivite düzeyinden bağımsız olarak normalden çok terleme” anlamına gelmektedir. Aşırı terlemenin tedavileri değişkenlik gösteren üç tipi bulunmaktadır.






Birincil bölgesel aşırı terleme (Primer fokal hiperhidroz)

Aşırı terlemenin bu tipinde terleme el ayaları, ayak tabanları, koltukaltları ve yüz/saçlı deriden biri ya da birden fazlasında görülür. Vücudun geri kalan kısımlarında terleme miktarı normal seviyededir. Terleme genellikle simetriktir (her iki avuç, her iki ayak, her iki koltuk altı gibi.)

Birincil aşırı terlemenin sebebi bilinmemekle birlikte, saydığımız bölgelerdeki terbezlerinin uyaranlara daha duyarlı olduğu ve normalden fazla çalıştığı kesindir. Kimi ailelerde birden fazla bireyde bölgesel aşırı terleme görülmesi hastalığın gelişiminde genetik bir faktörün rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Bu tip aşırı terleme genellikle 25 yaşından önce başlar. Kadın ve erkeklerde hastalığın görülme sıklığı aynıdır.

Birincil aşırı terlemenin şiddeti zaman içerisinde artıp azalabilir. Endişe, duygusal tepkiler, baharatlı yiyecekler ve hava sıcaklığı gibi faktörler terlemenin şiddetlenmesine neden olabilir. Zamanla içinde toplum içinde terlemenin neden olduğu utanma ve endişe bile terlemeyi arttıran bir unsur haline gelebilir. Birincil aşırı terlemenin tipik belirtileri varlığında kapsamlı tetkik ve araştırma yapmaya genellikle gerek yoktur. Doktorunuz belirtilerinizden yola çıkarak tanı koyabilir ve aşağıda özetlemeye çalışacağımız tedavi seçeneklerinden birini önerebilir.

İkincil bölgesel aşırı terleme (Sekonder fokal hiperhidroz)

İkincil bölgesel aşırı terleme, birincil aşırı terlemeye göre oldukça nadir görülen bir tablodur. Birincil aşırı terlemeye benzer şekilde terleme vücudun belirli bir bölgesi ile sınırlıdır fakat çoğu kez dağılımı asimetriktir (yüzün bir tarafının terlemesi, tek bir avucun terlemesi gibi.) Birincil aşırı terlemeden farklı olarak genellikle başka bir tıbbi soruna bağlı, başkı bir hastalığa ikincildir. Örneğin, bir omurilik hastalığı veya yaralanması sonucu tek bacakta aşırı terleme görülebilir. Simetrik olmayan bölgesel aşırı terlemelerde mutlaka altta yatan başka bir problem olup olmadığı araştırılmalı ve altta yatan probleme yönelik tedavi yapılmalıdır.

Yaygın aşırı terleme

Yaygın aşırı terlemede vücut genelinde normalden fazla terleme görülür. Yaygın aşırı terleme de birincil bölgesel aşırı terlemeye göre daha az görülen bir klinik tablodur. Yaygın aşırı terleme sıklıkla altta yatan bir hastalığın belirtisi olabilir. Pek çok hastalık yaygın terleme artışına neden olabilir. Endişe bozuklukları, çeşitli kalp hastalıkları, omurilik hastalıkları, ilaç yan etkileri, enfeksiyonlar, kimi kanserler ve hormonal rahatsızlıklar bunlardan bir kısmıdır. Yaygın aşırı terleme çoğu zaman kapsamlı değerlendirme ve tetkik gerektirir ve tedavisi belirlenen sebebe yöneliktir
Yazımızın geri kalanında aşırı terleme tipleri arasında en sık görülen birincil bölgesel hiperhidrozdan bahsedeceğiz.

Birincil bölgesel aşırı terlemenin komplikasyonları nelerdir?

Birincil bölgesel aşırı terleme ciddi bir tıbbi durum olmamakla beraber terlemeye bağlı psikolojik sıkıntı kişinin toplumsal etkileşimini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Birincil bölgesel aşırı terlemeye bağlı komplikasyon gelişme ihtimali düşüktür. Bununla beraber aşırı terleyen bölgelerde irritasyon, egzema ve enfeksiyon gelişimi riski az da olsa artmaktadır.

Birincil bölgesel terleme için tedavi seçenekleri

Genel öneriler

• Aşırı terleyen bölgelerde sabun kullanımına bağlı irritasyon gelişirse katkısız sabunlar ve nemlendirici kremler kullanılabilir.

• Aşırı terlemeyi tetikleyebilecek sıcak hava, baharatlı yiyecekler gibi çevresel faktörlerden mümkün olabildiğince uzak durulmalıdır.

• Aşırı terleme koltukaltlarında ise gündelik reçetesiz antiperspiranlar denenebilir. Antiperspiranlar terin ter bezlerinden salınmasına engel olurlar. (Son yıllarda antiperspiran kullanımının meme kanseri riskini arttırabileceğine dair şüpheler dile getirilmektedir ancak henüz bu şüpheyi destekleyecek yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır.)

• Teri kolay gösteren giysilerden kaçınılmalıdır. Genel bir kural olarak beyaz ve siyah kumaşlar ıslandığında lekeler diğer renk kumaşlara oranla daha az belirgin olur.

• Koltukaltı bölgeleri sıkı olmayan ve likra ve naylon gibi sentetik lifler içermeyen giysiler tercih edilmelidir.

• Giysi koruyucu pedler kullanılabilir. Bu pedleri eczanelerden ve internet üzerinde satış yapan kimi mağazalardan temin edebilirsiniz.

• Ayaklardaki aşırı terleme sorunu için günde iki kez nem emici ayak pudrası kullanılmalı ve günde en az iki kez çorap değiştirmelidir.

• Her gün aynı ayakkabıyı giymeyerek ayakkabıların içinin tamamen kurumasına izin verilmelidir.

• Spor ayakkabıları ve botlar daha az hava geçirir ve diğer ayakkabı çeşitlerine göre daha fazla terlemeye neden olabilir.

Alüminyum klorür – Güçlü bir antiperspiran

Reçetesiz satılan antiperspiranların yetersiz kaldığı durumlarda güçlü bir antiperspiran olan alüminyum klorür içeren tıbbi ürünler denenebilir. Uzun süreli alüminyum maruziyetinin neden olabileceği sağlık problemleri bir süredir gerek bilim çevrelerinin gerek kamuoyunun gündemini meşgul etmektedir. Bu nedenle alüminyum klorür içeren ürünlerin doktor denetiminde ve üreticinin talimatlarına uygun kullanılmasıönemlidir. Alüminyum klörür ter bezi kanallarını tıkayarak terlemeyi azaltmaktadır. Bu ürünler koltukaltı aşırı terlemesinde en iyi sonucu vermektedir ancak ayak ve el terlemelerinde de kullanılmaktadırlar. Yoğun alüminyum klorür içeren bu ürünlerin gözle teması ciddi irritasyona neden olduğundan yüz ve saçlı deride kullanımları önerilmemektedir.

Birincil bölgesel aşırı terleme için diğer tedavi seçenekleri yukarıda saydığımız tedavi seçenekleri aşırı terlemeyi kontrol altına almakta yetersiz kalırsa doktorunuz diğer tedavi seçenekleri için sizi bir dermatoloğa (deri hastalıkları uzmanı) yönlendirebilir.

İyontoforez: Eletriksel uyarı kullanan bu yöntemden sıklıkla el, ayak ve bazen koltukaltı terlemesinde yararlanılmaktadır. İyontoforez pek çok vakada başarılı sonuç vermektedir. Haftada 3-4 kez 20 ila 40 dakika süren seanslar halinde uygulanır. Pek çok hastada 6 ila 10 seanstan sonra terlemede farkedilebilir bir azalma görmektedir. İlk tedavi tamamlandıktan sonra ayda 1 ila 4 kez idame seansı uygulanması gerekmektedir.

Botulinum toksini enjeksiyonları: Bu seçenek özellikle koltukaltı terlemesi için oldukça etkilidir. Botulinum toksini koltukaltında terbezlerinin bulunduğu alanlara küçük ciltaltı enjeksiyonlar ile uygulanır. Botulinum toksininin terlemeyi azaltıcı etkisi 4 ila 12 ay kadar sürer. Etki geçtiğinde uygulamanın tekrar edilmesi gerekmektedir.

İlaçlar: Kimi aşırı terleme vakalarında ter bezlerini uyaran sinirlerin etkisini bloke eden ilaçların kullanımı mümkündür. Ancak bu ilaçlar yan etki profillerinden ve başarı oranlarının değişkenliğinden dolayı fazlaca tercih edilmemektedir.

Cerrahi: Terlemenin kontrolüne yönelik cerrahi tedavi yöntemleri de bulunmaktadır. Cerrahi tedavi seçeneği, diğer tedavi alternatiflerinden fayda görmeyen veya yan etkiler nedeniyle tedaviye devam edilemeyen hastalara sunulmaktadır.

Koltukaltı terlemesi için kullanılan cerrahi seçeneklerden biri koltukaltındaki terbezlerinin çıkarılmasıdır. Bu amaçla kullanılan çeşitli cerrahi teknikler bulunmaktadır. Bu yöntemlerden biri terbezlerini içeren cilt bölgesinin alınmasıdır. Terlemeyi azaltmakta başarılı olmakla beraber bu tekniğin ameliyat sonrası yara dokusu gelişimi ve kol hareketlerinde kısıtlılık gibi komplikasyonları olabilmektedir. Daha yeni bir cerrahi teknik de ciltte açılan küçük bir kesiden girilerek terbezlerinin kazınmasıdır. Bu yöntem de terlemeyi azaltmakta başarılıdır ve cerrahi komplikasyon riski daha düşüktür. Aşırı terlemenin girişimsel tedavisine yönelik yeni bir gelişme de lazer kullanarak koltukaltı terbezlerinin yokedilmesidir. Laser Sweat Ablation (LSA) olarak adlandırılan bu teknik diğer cerrahi yöntemlere oranla daha az yara dokusu gelişimine yol açarak daha iyi kozmetik sonuçlar vermektedir.

El terlemesi için kullanılan cerrahi yöntemlerden bir endoskopik torakoskopik sempatektomidir (ETS). Torakoskopik semptatektomi ameliyatında kaburgalar arasında açılan küçük deliklerden göğüs kafesine sokulan özel bir skopi cihazı yardımıyla omurilikten çıkan ve ellerdeki terbezlerini kontrol eden sinir kesilmektedir. Benzer bir diğer cerrahi yöntem olan endoskopik torakoskopik blokaj (ETB) operasyonunda ise aynı sinirlere klipsler uygulanarak sorunlu bölgede terlemenin kontrolü sağlanmaktadır. Pek çok hastada ETS ve ETB operasyonları ile tatmin edici sonuçlar alınsa da azımsanamayacak sayıda hastada ameliyat öncesi az terleyen kasık, göğüs gibi vücut bölgelerinde terleme artışı görülebilmektedir.

El ve koltukaltı aşırı terlemesi için ameliyat olmaya kadar vermeden önce işlemi uygulayacak olan cerrahla kullanılabilecek yöntemlerin avantaj ve dezavantajlarını, başarı oranlarını, olası risk ve komplikasyonlarını etraflıca tartışmak önemlidir. Ayak terlemesi tedavisi için yaygın kullanılan cerrahi bir yöntem bulunmamaktadır. El terlemesine benzer şekilde bir sinir cerrahisi ile ayak terlemesinin önüne geçilmesi teknik olarak mümkün olsa da böyle bir ameliyatın cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açma riski oldukça yüksektir.


Ürünlere ulaşmak için aşağıdaki linki tıklayınız...


http://www.eczanemizde.com.tr/maxim

4 Temmuz 2014 Cuma

ALIŞKANLIKLARINIZI DEĞİŞTİRİN

KİLOLARINIZIN NEDENİ YEME ALIŞKANLIKLARINIZ MI?

Yaşamak için yemek zorundayız. Buraya kadar sorun yok. Peki bu kilolar nereden geliyor? Karnımız doymadığı halde bize "çok yedin" diyen kim? Daha da kötüsü, içimize bu yeme korkusu,yemek düşmanlığı nasıl oldu da yerleşti? Uzmanların tezi gayet anlaşılır:"Yedikleriniz yüzünden değil yeme alışkanlıklarınız yüzünden kilo alıyorsunuz!" Gerçekten öyle midir, bir bakalım istedik...

Diyet çılgınlığının dünyayı sarmadığı dönem yok gibi bir şey. Ancak bu konuda aklı başında araştırmaların yapılması için 2000'li yılında yapılmış. İşte o araştırmalardan biri 2006 yılında yapılmış. Buna göre,diyet endüstrisinin sadece ABD'de ve sadece 2006 yılında elde ettiği ciro 100 milyar dolar! Evet, bu gerçekten karlı bir sektör ama ne yazık ki yaşadığımız dönemde bu tür ürünlerin satışı toplum adına oldukça tehlikeli hale gelmeye başladı. Bir yanda akla zarar diyet reçeteleri diğer yanda herkesi imrendirecek kusursuz vücutların fotoğrafları derken, tıp insanların beslenme alışkanlıkları ve yiyeceklerle kurdukları ilişki en büyük hasar aldı. İşin kötüsü, uzman olan olmayan herkes kendi tezini savunurken, insanlar kime inanacaklarını da şaşırmış hale geldi.


24 SAAT AÇ HİSSETMEK...

Şimdi sıkıntılarınızı teker teker ele alalım... Öncelikle, diyete başladığınız günden itibaren kendinizi hep aç hissettiğinizi itiraf edin. Bu,işin insan psikolojisiyle ilgili kısmı. Çünkü diyet yapmadığınız zamanlar sadece karnınız acıktığı zaman açlık hissediyorsunuz oysa şimdi neredeyse aç yaşadığınızı düşünüyorsunuz. Ve eminiz sizin için de "yasak" ve "yasak olmayan" yiyecek grupları var. Dolayısıyla yiyecekler sizin için şimdiden "iyi" ve "kötü" olarak sınıflanmışsa dikkat! Bu zihninizin "iyi" ve "kötü" arasında kilitlendiğini ve orada sıkışıp kaldığının gösterir. Oysa insan algısının olumsuz kapısı yoktur. Zaten sırf bu yüzden bütün o "kötü, yasak,zararlı, kilo aldıran" besinlerin aklınıza düşme sebebi de budur. Formumuzu korumamız için en önemli etkenler sağlıklı ve doğal beslenmek. Sağlıklı beslenmeyi özetlemek gerekirse "besin değeri yüksek, günlük alınması gereken protein,karbonhidrat,yağ,mineral ve vitaminleri içeren gıdaların sağlığı korumak, iyi hissetmek ve enerji vermesi için dengeli tüketilmesidir".


DOĞAL BİR ÜRÜNÜN TADINI ÇIKARIN!

7d7 Süper Müsli, zengin lif ve protein kaynağıdır. İnsan sağlığı ve beslenme yönetiminde size yardımcı 8 bitki içermek ve her gün için farklı hazırlama önerileri ile  7d7 Süper Müsli'yi akşam tüketmeniz ve sabah kahvaltı saatine kadar başka bir şey tüketmeyin.

7 akşam,sabah 7'de 7d7 Süper Müsli...

Sadece 99 kalori olan 7d7 Süper Müsli ile farklı ve sağlıklı lezzetler hazırlayabilirsiniz. Değer ve miktarları özel olarak formüle edilmiş bilişiminde; buğday ruşeymi, yulaf ezmesi, buğday kepeği, havuç lifi, tarçın, keton tohumu, tere tohumu, yeşil çay ve zencefil bulunur.



7d7 Süper Müsli ürünü için aşağıdaki linki tıklayınız.